Beyaz Saray, İsrail’e yapılan askeri yardımlara ilişkin verileri saklamaya başladı
NYT için kaleme aldığı makalesine, “Biden yönetimi Ukrayna’ya silah tedarik ettiğinde hoparlörlerin sesini açarken, İsrail’e gönderdiği yardımlarla ilgili neden sessiz kalmayı tercih ediyor?” sorusuyla başlayan Nicholas Kristof, Kiev’e yapılan yardımların şatafatlı bir şekilde duyurulduğunu, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in geçen ay ifade ettiği gibi ‘ülkelerini savunan cesur Ukrayna halkını desteklemek’ için Beyaz Saray’ın çabalarını övdüğünü hatırlattı.
Aynı zamanda Beyaz Saray’ın Ukrayna’ya yapılan yardımın şeffaflığını vurgulayarak bu paranın nasıl harcandığının herkes tarafından bilinmesini istediğini kaydeden Kristof, “Biden’ın Temsilciler Meclisi’nde uzun gecikmelerin ardından onaylanan 95 milyar dolarlık önemli dış yardım paketini imzaladığı şu günlerde Ukrayna, İsrail ve diğer ülkelere milyarlarca dolar değerinde silah sevkiyatı finanse edilecek. Tasarı yasalaşır yasalaşmaz, Beyaz Saray, Kiev’e silah sevkiyatı konusunda şatafatlı ve ayrıntılı açıklamalar yaptı, ancak İsrail’e yardımlar konusunda sessizliğini korudu” ifadelerini kullandı.
Diğer ülkelere hangi silahların gönderildiğini nereden biliyoruz?
Bu sorunun yanıtını arayan ABD’li köşe yazarı, Ukrayna söz konusu olduğunda gönderilen silahların kolayca bulunabileceğini, Dışişleri Bakanlığı’nın Ukrayna’ya gönderilen askeri teçhizatın çoğunu düzenli olarak güncellenen bir bilgi formunda listelediğini anımsatırken, makalesinde şu ifadelere yer verdi:
Pentagon’un Ukrayna yardım paketleri söz konusu olduğunda Kongre’ye vermek zorunda olmadığı bilgileri verdiğine ve bunu açıkça yaptığına inanan Kristof, İsrail konusunda ise çok daha az bilgiyi kesinlikle gizli bir şekilde verdiğinin şüphe götürmediğine dikkat çekti.
‘Biden Ukrayna’ya daha fazla silah göndermediği için eleştiriliyor’
New York Times yazarı, Biden’ın Ukrayna’ya daha fazla silah göndermediği için periyodik olarak eleştirildiğine, bu nedenle Dışişleri Bakanlığı’nın bu sevkiyatlara mümkün olan her şekilde dikkat çekmesinin de onun çıkarına olduğuna inanırken, bu açıklamaların aynı zamanda Avrupalı müttefiklerini de ‘Ukrayna’ya daha fazla silah göndermeye’ teşvik ettiğini ekledi.
Öte yandan, Demokrat Parti’nin Gazze konusunda derin bir bölünmüşlük içinde olduğuna vurgu yapan Kristof, “Temsilciler Meclisi ve Senato’daki bazı Demokratlar İsrail’e daha az silah gönderilmesini istiyor ve Tel Aviv’e silah sevkiyatıyla ilgili açıklamalar bu konudaki tartışmaları daha da alevlendirebilir” diye ekledi.
Kristof, hem Ukrayna hem de İsrail’in ABD’nin silah tedarikine bağımlı olduğunun altını çizdiği yazısında, ”Ukrayna, hem personeli hem de mühimmatı tükendiği için zor durumda. İsrail, Gazze’nin güneyindeki Refah kentini işgal etmekten bahsediyor ve Lübnan’daki Hizbullah ya da İran ile sürekli bir savaş riski var” ifadesini kullandı.
Bir başka farka daha dikkat çeken yazar, İsrail’in 7 Ekim’de Hamas militanlarının acımasız bir saldırısıyla karşı karşıya kalmasına rağmen, o tarihten bu yana Amerikan silahlarını binlerce kadın ve çocuğun ölümüne yol açacak şekilde kullandığını belirtirken, “Gazze’de ölenler arasında yüzlerce yardım görevlisi, sağlık çalışanı ve gazeteci bulunuyor ve Beyaz Saray muhtemelen sivillerin öldürülmesindeki rolünü vurgulamak istemiyor” diye yazdı.
Yazısının devamında, “Şeffaflık demokrasilerin can damarıdır” diyen Kristof, Beyaz Saray’ın vergi mükelleflerinin parasının Ukrayna’ya askeri destek için nasıl harcandığını açıklamakta zorlanmasıyla aynı nedenden ötürü, yönetimin İsrail’e gönderilen silahlar hakkında da Amerikalıları açıkça bilgilendirme yükümlülüğü olduğuna değinirken, Biden’ın İsrail’e yardım nedeniyle tepki görmemek adına hangi silahları gönderdiğine dair şeffaf bilgileri siyasi olarak sakıncalı olsa da vermek zorunda olduğunu sözlerine ekledi.